20 Temmuz 2008 Pazar

Günümüzün yaşayan ''Firavunlar''ı kimler?

Kadınlarımız
Hayatın yükünü yıllarca sırtında taşır Menziline çileyle yürür kadınlarımız Zahmetin kucağında alın teriyle yoğrulur Mağdur haline hep üzülür kadınlarımız Etrafında yardımcıdır, pervane gibidir Ölüme dek kırılmaz evin bel kemiğidir Yorulmaz, hiç of demez; ne istersen getirir Zahmet yaylasının gülüdür kadınlarımız Köyde tarlada, kentte fabrikada çalışır Hayatın zorluğuna gün geçtikçe alışır Sanılmasın ki arzularına hep kavuşur Hayel perdesinin süsüdür kadınlarımız Çocuk yapar, yemek yapar, tüm işlere koşar Sobayı yakar, odun taşır elleri şişer Bağ- bahçe sular, çamaşır yıkar; eli pişer Asrın tek çile bülbülüdür kadınlarımız Uzun, berrak saçlarında saman tozu gezer Kalpte yokluğun ezilmişliğin izi gezer Ambarda tahılın çoğu değil, azı gezer Fakir kervanında yolcudur kadınlarımız Sevgi deyince aşk deyince hep akla gelir Canımsın aşkımsın diye maniler söylenir Her şeyler bitince kervanına bindirilir Sahipsizliğin sümbülüdür kadınlarımız

Engin Namlı
yazışma adresim
enginnamli@hotmail.com

Hiç yorum yok: